T A R S U S


TARSUS'UN KONUMU ve İKLİMİ

Tarsus, 30 km’lik sahili olmasına rağmen bir kara kentidir. Kuzeyde Toros dağları, güneyde ise Akdeniz ile sınırlanmış yaklaşık 1888 km2 yüzölçüme sahiptir. Batısında ilçe olarak bağlı bulunduğu Mersin, doğusunda ise yine 1933 yılına kadar aralıklarla bağlandığı Adana ili yer almaktadır. Tarsus bu konumuyla 34,53 enlem ve 36,56 boylamlar arasında bulunan Çukurova düzlüğünün kuzey-batısında kalmaktadır.
2600 m. yükseklikten bir anda denize ulaşılan bu coğrafyada çok değişik yapıyla karşılaşmak mümkündür. İlçenin % 59.4’ü dağlık % 40 ise ovalık alanlardan oluşmaktadır. Dağ yükseltilerinin 500 m. ye kadar olan bölümlerinde defne, zeytin, keçiboynuzu, mersin ağacı görülürken, bundan sonra 1000 m. ye kadar meşe ve kızılçam, 2000 m. ye kadar karaçam, sedir ve ardıç ağaçlarının bulunduğu geniş orman alanları yükselmektedir. Ovalık alanı ise turunç ve diğer meyve ağaçlarının yanı sıra palmiye ve hurma tipik bitki örtüsünü oluşturmaktadır.
Tarsus, Akdeniz iklimi içerisinde yer almaktadır. Vadiler güneyden kuzeye sokulurken bu iklim özelliği iç kısımlara kadar etkili olmaktadır. Tarsus’un güney sınırını belirleyen ve doğu-batı yönünde uzanan Toros dağları İç Anadolu ile Akdeniz’i ayırırken adeta bir çatı gibi de bölge iklim istikrarını korumaktadır. Yıllık sıcaklık ortalaması 18.5 °C, yaz sıcaklığının ise 25 °C ila 33 °C olduğu bu ortamda kışlar ılık ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçmektedir.
Kış aylarında sıcaklık ortalaması ise 9 °C ila 15 °C arasında değişirken, deniz suyu sıcaklığı ortalaması 20.2 °C’yi bulmaktadır. Yine kış aylarında ilçe merkezine hemen hemen hiç kar yağmazken, Toros eteklerine ve yayla kesiminde, yükseltilere bağlı değişen miktarlarda yağış düşmektedir. İlçe sınırları içerisinde yer alan ve kış turizmine olanak veren Karboğazında ise kar kalınlığı 1 m. yi aşmaktadır.
Yıllık yağış ortalaması ise yaklaşık 618.6Kg/m2 ve en çok aralık ayında, en az ağustos ayında görülmektedir. Yıllık kapalı gün sayısı 45.2 gündür ve bunun dışında genellikle hava açık ve az bulutlu geçmektedir. Günlük ortalama güneşlenme süresi 7.4 saat iken, yaz aylarında bu süre 8-10 saati bulmaktadır. Nem ortalaması ise, % 72 ve bu rakam yıl içerisinde hemen hemen tüm aylarda yakın ölçülmektedir.

Kancık Kapı (Kleopatra Kapısı)
             TARİHİ

Kentin ilk sakinleri aynı zamanda Anadolulu en eski kavimlerinden biri olarak bilinen ve Hititlilerle akraba olan Luwiler'dir. Uzun bir dönem Luwi ve Hititlerin medeniyetine ev sahipliği yapan kent, aşağı yukarı M.Ö. 7. yüzyılın hemen başlarında kolonizasyon hareketlerinin en önemli hedefi haline gelmiştir. Aynı tarihlerde Arrian, Asur kralı Sanherib'in Kilikya sahillerine gelen kolonistleri püskürttüğünü ifade etmektedir. Fakat Lindoslular Soli ile birlikte Tarsus'u da kolinize etmişlerdir. Kentin bu en erken dönemlerini içeren kanıtlar bugünkü modern Tarsus'un güneyinde yer alan Gözlü Kule höyüğünde açığa çıkarılmıştır. Höyük aynı zamanda Neolitik Çağ'a tarihlenen yerleşimlerden Osmanlı dönemine kadar pek çok evreyi kapsamaktadır.
Anadolu ile Mezopotamya, dolayısıyla Mısır arasında sağlanan ulaşımın kavşak noktasında yer alana Tarsus, binlerce yıl hep farklı yerleşmelere ve farklı olaylara sahne olmuştur. Bu stratejik konumu yanında zamanla zengin topografyasının keşfedilmesiyle birlikte pek çok kere tacizlere ve saldırılara uğramış, yeni yurt edinmede daima ilk sırayı almıştır. Öte yandan tarihte önemini hiç yitirmemiş ünlü Gülek geçidiyle siyasi anlamda da söz sahibi bir kent görüntüsü sergilemiştir. Dolayısıyla kent, tüm bu avantajları fark edenler tarafından prehistorik devirlerden bu yana sürekli yerleşime tabi tutulmuş ve bu süreklilik de ismiyle beraber pek az değişikliklerle Tarsus'u günümüze taşımıştır.


Metin; Hüseyin Adıbelli
Dünden Bugüne Tarsus/Tarsus; From Yesterday to Today. Tarsus Antik Sahaf Yayınları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder